MING her zaman saat dünyasında farklı düşünen bir marka oldu. Sadece saatleriyle değil, her defasında “bunu başka nasıl yapabiliriz?” diye soran mühendislik yaklaşımıyla da. Şimdi ise o sorunun cevabı bir bilezikte saklı: MING Polymesh. Dünyanın ilk 3D baskı titanyum bilezik-kayış hibriti.
Kulağa iddialı geliyor, değil mi? Ama MING’den bahsediyoruz. Daha önce 57.04 Iris’in renk oyunlarını, LW.01 Ultralight’ın sınır tanımaz hafifliğini ya da safir Mosaic’in transparan dünyasını gördük. Şimdi ise sıra, metalin kumaş gibi aktığı bir fikri gerçeğe dönüştürmekte.
Kumaşın akıcılığı, metalin dokusu
Günümüz saatlerinde 3 klasik seçenek vardır: Deri, çelik ve titanyum. Deri esnektir, bileğe oturur ama zamanla yaşlanır. Çelik ise soğuktur, dayanıklıdır ama katıdır. Titanyum da aynı şekilde. MING bu ikisinin ortasında bir yol bulmuş: Polymesh, titanyumdan üretilmiş ama kumaş gibi “akıyor”.
Her bir Polymesh bilezik tam 1.693 parçadan oluşuyor. Evet, yanlış duymadınız. Ve bu parçalar, ne pimle ne de vidalarla birleştirilmiş. Her biri bir diğerine kenetleniyor. Tıpkı bir organizma gibi yaşayan bir yapı düşünün. Üstelik toka ve menteşeler bile aynı süreçte, aynı malzemeden oluşuyor.
Sonuç: Ne kadar hareket ederseniz edin bilekteki o metal hissi kayboluyor, yerini neredeyse tekstil benzeri bir esnekliğe bırakıyor.
3D baskının sınırlarında gezmek
Bu bilezik, sadece tasarım olarak değil, üretim süreci olarak da devrim niteliğinde. MING, Sisma S.p.A. (İtalya) ve ProMotion SA (İsviçre) ile iş birliği yaparak, Grade 5 titanyum tozunu katman katman sinterleyerek bu formu elde etmiş. Her bilezik için yüzlerce katman, mikron hassasiyetinde yerleştiriliyor.
Ancak bu süreç tehlikesiz değil. Titanyum tozu yanlış işlendiğinde patlayıcı özellik gösterebiliyor. Bu nedenle üretim, tamamen inert gaz ortamında gerçekleşiyor. Ardından bilezik yüzeyindeki tüm katman izleri elden geçiriliyor, cilalanıyor. Sonuç, hem pürüzsüz hem de ipeksi bir doku.
Tasarım değil, bir duygu
Polymesh’i kelimelerle tarif etmek zor. Ne tam bir bilezik, ne de klasik bir kayış. MING bunu “bracelet-strap hybrid” olarak adlandırıyor ama bence daha ötesi var. Bu, metalin kumaşa dönüştüğü an.
Bileğe taktığınızda fark ediyorsunuz: ne sert ne gevşek. Her bir bağlantı, bileğinizle birlikte hareket ediyor. Soğuk metalin içinde yaşayan bir sıcaklık var sanki. O yüzden MING de bunu “en iyi şekilde yerinde deneyimleyin” diyerek tanımlıyor. Çünkü gerçekten dokunmadan anlaşılacak bir şey değil.
Fiyat, ulaşılabilirlik ve sergiler
MING Polymesh, Grade 5 titanyum versiyonuyla CHF 1,500 fiyat etiketiyle satışa sunulacak. Vergiler hariç bu fiyat, böylesine deneysel bir üretim için şaşırtıcı derecede makul. İlk prototipler WatchTime New York (Ekim 2025) ve Dubai Watch Week (Kasım 2025) etkinliklerinde sergilenecek.
Bu bilezik, sadece bir aksesuar değil, MING’in sınırları zorlayan vizyonunun bir yansıması. 3D baskının saat dünyasındaki potansiyelini yeniden tanımlıyor. Belki de geleceğin saat bilezikleri, bu Polymesh’in izinden gidecek.
Sonuç olarak:
MING Polymesh, klasik “metal bilezik” kavramını ters yüz eden bir proje. 3D baskının, mühendisliğin ve estetiğin kesişiminde doğan bu bilezik, hem saatçiliğin geleceğine bir bakış sunuyor hem de MING’in neden bağımsız sahnede bu kadar saygı gördüğünü bir kez daha hatırlatıyor.
